Kedi fobisi (korkusu) yaşamış biri olarak bu satırları kaleme alıyorum. Kedi korkum nasıl başladı önce bunu anlatmak lazım sanırım. İlk okula gittiğim yıllarda (2. veya 3. sınıftaydım) evimize yakın olan okula yürüyerek gider gelirdim. Bir gün okul çıkışı sokak kedisi arkama düşüp beni kovaladı. Evet yanlış değil köpeklerin insanları kovaladığı gibi kedi de beni kovaladı. Bu olaydan etkilenerek bundan 6 ay öncesine kadar kedilerden hep kaçtım. Kedi olan evlere misafirliğe gittiğimde o masum sevilesi hayvanları odaya kapattırdım. Hatta halamın kedisine senden korkuyorum benim yanıma gelme bile dedim. Kapımın önündeki paspasa kedi yattı diye evime giremedim, evdeysem dışarı çıkamadım. Ta ki eşimin işi vesilesiyle Uludağ’a gittiği benimde evde arkadaşlarımla kaldığım geceye kadar.
Tam bir hayvansever olan arkadaşımla evde kedi beslemenin artılarını ve eksilerini konuştuk, hemde saatlerce… 2. gecenin sonunda eşim eve döndü ve ertesi gün gittiğimiz Florya sahilinde yürüyüş yaparken bu konuyu enine boyuna konuştuk. Ve o gün eve kedi almaya karar verdik. Aklımda bir türlü şekillendiremediğim mevzuyu o gece şekillendirdim. 15 gün sürekli internet başında daha öncesi hiç alakam olmayan kedilerin cinsleriyle başlayıp, bakımı, maması, kumu, aşısı, tırmak kesimi, eve getirdiğimiz ilk gece olabilecek normal ve anormal davranışları, hepsini hepsini araştırdım. Anlamadığım kafama takılan bütün olayları arkadaşımı telefonla arayıp sordum. Eve alacağımız cinse karar verince internette kedi ilanlarına bakmaya başladım. Ben zannediyordum ki petshop’a gidip bir adet kedi alıyorsun ve geliyorsun sanki reyondan bir paket çikolata alır gibi. Maalesef öyle değilmiş. Veteriner kliniğinde kalan iki kedi için görüşme yaptıktan sonra facebook’tan tesadüfen rastladığım Serpil hanım’ın komşusunun kedisinin resmini görünce adeta vuruldum. İlk görüşmenin ardından eşimle karar verdik. Gidip Simon’u alacağız ve evimize getireceğiz. Cumartesi akşamı alışverişe çıktık ve kedimiz için ihtiyacı olacak eşyaları aldık. Pazar günü heyecan içerisinde uyandım. Kadıköy’e gittik ve hem Serpil hanımla tanıştık hemde 3 aylık daha sabahleyin annesinden süt emmiş minicik kedimizi aldık. Eve gelirken aklımda olan isimden vaz geçip,kedimize koyacağımız isimleri düşünerek yolcuğumuzu tamamladık. Elimde taşıma çantasındaki kedim ile arabadan indim. Kapımın önüne sürekli yatan, benim ona tekir adını verdiğim kedi apartmanda önüme geçip kedime sanki selam vermek istedi. Ben ise elimde kedi kapımın önüne yatan kediden kaçarak asansöre bindim. Şimdi bu halime o kadar çok gülüyorum ki…
Eve kedi almaya karar verdikten sonra, yavaş yavaş kedilerden kaçmamaya başladım. Hayır sakin ol kedi sana birşey yapmayacak, rahat otur diyerek kendimi rahatlatmaya başladım. Bu evreyi atlattıktan sonra kedilere dokunmaya çalıştım. İlk günler başarılı olamadım ama sonraları dokunmaya başladım. Hatta itiraf etmeliyim ki ilk kucağıma aldığım kedi Serpil hanım’ın kucağından aldığım benim kedim oldu.
4 ay oldu kedimle birlikte geçen zaman, o kadar çabuk geçti ki… Kediler hiçte sandığım gibi yırtıcı, delici, vahşi hayvanlar değilmiş. Aksine o kadar masumlar, o kadar insancıllar ki kelimelerle anlatılamaz. İlk üç gece biraz sıkıntılı geçti annesinden, kardeşlerinden ayrılıp bize gelmesi, evde bize alışması, evimizin düzenine tamamen alışması neredeyse bir ay aldı. Şimdi o kadar mutlu ki…
Arkadaşım bana “o kadar farklı miyavlama şekli varki vakit geçince ne için miyavladığını anlıyosun” dediğinde çok şaşırmıştım. Şimdi kedimin ne için miyavladığını hangi saatlerde mamasını yediğini, hangi saatler uyku saati olduğunu hepsini biliyorum.
Şimdi halamın kedisi Duman ile aramızın nasıl olduğunu merak ediyorsanız hemen söyliyeyim senden korkuyorum otur dediğim için 3 yıldır beni gördüğü yerde oturuyor. 😦 Yanıma asla gelmiyor, iletişim asla kuramıyorum çünkü benden korkuyor.
Kedim Yumak ile aramı soruyorsanız çok iyi hatta çok çok iyi…
Kedimin adı Yumak sadece yumak diye seslenmiyoruz. Kullandığımız başka isimlerde var. Mesela, sürekli kuyruğumu sallayarak gezdiği için; dik kuyruk, kafasına göre kulakları büyük olduğu için koca kulak, miyavlamayı yeni öğrendiği, geldiğinde sadece meyaf dediği için; yayamaş meyaf, pembiş buyunlu, aşlan yavyusu kapyan payçası ve kaşı beyaz kullandığımız isimler arasında.
Şimdi kendime diyorum ki; neden kedilerden bu kadar çok kaçtın, neden daha önce eve kedi almadın, Enise daha önce sen nerelerdeydin. Sen o gece olmasaydın, ben bu yazıyı, kucağımda uyuyan Yumak ile birlikte yazamayacaktım.