Feeds:
Yazılar
Yorumlar

Archive for the ‘İçecekler’ Category

Kafkas Usulü Çay

Kafkas Usulü Çay

Türk Kahvesi yazımı yayınladığım gün babamdan aldığım bir e-mail beni çok keyiflendirdi. Çay içerken genellikle fincan tercih ediyorum. Sebebi ise bardağın boyu ne olursa olsun sadece bir bardak içebildiğim için. Zaten bir bardak çay içiyorum bari büyük bardak tercih edeyim düşüncesi. Gelen e-mailin konusu Kafkas usulu çaydı. Çay düşkünü, meraklısı değillim ama yinede çok keyifle okudum yazı bitince “keşke devam etseydi, bitmeseydi” sözleri dudaklarımdan döküldü. Kafkas usulu çayın yazısını okumak bile bu kadar keyifliyse tadında normal demlenen çay arasında fark varmıdır ve ben bir çay tiryakisi olmadığım için bu farkı anlayabilirmiydim? Sorularımın cevabı çok basit denemeden bunları bilemezdim. Denedim ve tadına baktım. Arada çok büyük fark var içtikçe içesim geldi. Kafkas usulü çayın tadını, normal çaydan daha çok sevdim. Şimdilerde ise çayımı hep Kafkas usulü demlemeye başladım. Sizlerede tavsiye ederim. İşte o keyifle okuduğum yazı ve Kafkas usulü çayın nasıl demleneceği. Umarım sizlerde benim kadar keyif alırsınız.

Kafkas Usulü Çay

Kafkas Usulü Çay

Beş adımda Kafkas usulü çay
Tiryakilerinin Okuması Lazım…
Malumunuz, Kafkas halkları, votkaya, şaraba veya suya değil, çaya düşkündür. Bölgede enfazla tüketilen içecek çaydır. Prof. Sultanov’un veya başka bilimadamlarının yaptığı araştırmalar, insan sağlığı açısından çayın öneminiortaya koyuyor. Ancak, çay içmeyi bilmek şart. Aksi takdirde, akşama kadar da çay içseniz,bir faydasını göremezsiniz. Çay içmeyi bilmek demek, öncelikle ne zaman içilmesi ve nasıl demlenmesigerektiğini bilmek anlamına geliyor.
Kafkasya’da çay yemeklerden önce içiliyor. Sebebi de gayet basit aslında. Çayın içindeki ‘tein’ maddesi, mideninçeşitli salgılarını harekete geçiriyor ve bu da sindirimi kolaylaştırıyor.Sindirimin kolaylaşması ise hem midenin yorulmasını önlüyor, hem deyemeklerin iyi hazmedilmesini sağlıyor. Yine çayın içinde bulunan ve en az ‘tein’ kadar önemli olan ‘tanen’ maddesi ise sindirim sırasında zararlı maddeleri ayrıştırıyor. Midenin en az kalp kadar hayati bir organ olduğunu da biliyorsunuz herhalde.

ÇAY NEDEN MÜHİM?

Hakkında şiirler yazılan çay bitkisi için ne denilse az… Biraz önce sözünü ettiğimiz ‘tein’in ‘tanen’le bileşimiçerisinde olması, neredeyse bilimsel bir harika. Çünkü bu bileşme sonucu ortaya çıkan saf ‘tein’in kuvvet verici ve uyarıcı tesiri, sinir sisteminin faaliyetini daha ölçülü ve daha devamlı kılmasını sağlıyor. Ayrıca bu bileşme, organizmanın enerjisini muhafaza etmesini de sağlıyor. ‘Tanen’, tekbaşına bağırsaklar için de hayli mühim… Bağırsak hücrelerinin tahrip olmasına mani olduğu gibi, fazla tuz ve su kaybını da önlüyor. Sadece bu kadar da değil. Çay, her açıdan son derece zengin bir bitki. İçinde vitamin de var, mineral tuz, alkolitler ve mazı tozu gibi maddeler de…Öte yandan, B grubu vitaminlerle, C vitamini ve nikotin asidi açısındanda son derece zengin bir kaynak. Ayrıca, damar sertliğini önleyici P vitamini ihtiva ettiği de artık herkes tarafından biliniyor. Demir tuzu, magnezyum, manganez ve sodyum gibi mineraller, bakır, fluor, iyot veaminoasit gibi temel elemanlar da cabası. Sporcular için de ayrı bir önemi var çayın. Antrenman veya müsabaka öncesi içilen usulüne uygun demlenmiş bir bardak şekersiz çay, sporcuya enerji vermekle kalmıyor, kendini daha diri hissetmesini de sağlıyor. Aynı zamanda zihni ikaz edici olan çayın afrodizyak tesiri de var elbette. Zihinle birlikte bedeni de canlandırıyor. Bütün bu bilgiler, Kafkas usulü demlenen çay için geçerli. Çayı doğru-dürüst demlemeyi bilmez veya sallama çaylarla yetinirseniz, fayda yerine zarar görmeniz kaçınılmazdır. Oysa, biraz sonra öğreneceğiniz kurallara göre demleyeceğiniz çaydan yedi-sekiz bardak içsenizbile bir zararını görmezsiniz. Aksine, sinirleriniz yatışır ve dilerseniz mışıl mışıl bir uyku da çekersiniz.

ÖYLEYSE ÇAY NASIL DEMLENMELİ?

Demlik muhakkak porselen olmalı. Demliğin altındaki su kabı o kadar mühim değil ama demlik mutlaka porselen olmalı. Tozu alınmış çayı (Yeşil çay daha makbuldür), adam başına bir tatlı kaşığı hesabıyla porselen demliğe koyun. Arkasından, akşamdan kaynatılıp sabaha kadar dinlendirilmiş suyu da yarısını geçecek şekilde demliğe doldurun. Peki ama neden akşamdan kaynatılıp dinlendirilmiş su tavsiye ediliyor? Bunun da sebebi gayet basit: Bir gece önce kaynatılıp dinlendirilen su yumuşar ve suyu sertleştiren maddeler dibe çöker. Bir sonraki aşama ise, porselen demliği, daha önceden ocağa konulmuş ve içindeki su kaynamaya başlamış çaydanlığın üzerine yerleştirmekten ibaret. Böylece, porselen demlik kaynayan suyla beraber ısınacak ve içindeki çay yavaş yavaş demlenmeye başlayacaktır. Porselen demliğin kaynayan kabın üzerinde 15-20 dakika kalması yeterlidir. Bu sürede, demlikteki çayın sıcaklığı 45-50 dereceyi bulacaktır. Arkasından, demliği indiriyorsunuz ve üzerini bir havluyla örterek beş-on dakika dinlenmeye bırakıyorsunuz. Aman dikkat, suyun kaynatıldığı kabın içini kaplayan kirece benzer tabakayı sakın kazımayın, aksine itina ile korumaya çalışın. Çünkü, kaynayan su sabaha kadar bekletildiği için suyun içindeki zararlı maddeler dibe çöküyor.Kirece benzeyen beyaz tabaka, filtre görevi yaparak bu maddelerin tutulmasını sağlıyor. Böylelikle su yumuşaklığını koruyor. Unutmayın, su nekadar yumuşarsa, çayın tadı, kokusu ve lezzeti o kadar güzel olur.

ÇAYINIZ ARTIK HAZIR

Türkiye’de benimsediğimiz çay doldurma şeklinin aksine, bardağa önce kaynamış su koymanız lazım. Yani, bilinen alışkanlığınızı tam tersine çevireceksiniz. Suyun üzerine de, istenilen ölçüde dem ekleyeceksiniz. Çünkü kaynamış suyun demin üzerine konması, demin sıcaklığının birdenbire artmasına sebep oluyor. Buda, çayın içindeki faydalı elemanların parçalanıp dağılmasına yol açıyor. Aman dikkat, içeceğiniz çayın sıcaklığı hiçbir zaman 60 derecenin üzerine çıkmamalı. Şeker konusunda da ciddi bir ikazımız var. Mümkünse çayınızı şekersiz için. Eğer şekersiz içemiyorsanız, memleketimizde ‘kıtlama’ denilen tarzı tercihetmenizi tavsiye ediyoruz. Doğrudan çaya karıştırılan şeker, çaydaki kimi faydalı maddeleri yok ettiği için mahsurlu bulunuyor. Küçük bir ikaz daha: Demlediğiniz çayı, en fazla yarım saatlik bir süre içinde bitirmeniz gerekiyor. Zira yarım saatten fazla bekletilen dem ağırlaşıyor ve faydalı eleman bakımından fakirleşiyor.

Kekik çaya lezzet katar.

Kafkasya’da yaşayan insanlar, çaya kekik katmayı neredeyse hiç ihmal etmiyorlar. Çünkü, bir kaşık kekik eklenmiş çay, sağlık açısından çok daha faydalı özellikler taşıyor. Neden mi? Kekiğin içinde ‘oleum serpili’ denilen bir tür yağ var. Bu yağ, mide ve pankreas salgılarının düzenlenmesini, dolayısıyla da sindirimin kolaylaşmasını sağlıyor. Kekik ayrıca, midespazmlarına mani oluyor, kan dolaşımını hızlandırıyor ve böbrek kumlarının düşmesine yardımcı oluyor. Son olarak, kekiğin şeker hastalarının şekerini düşürdüğünü, mide ve bağırsak ağrılarına iyi geldiğini de söyleyelim.
NOT: Demliğe atılacak iki yaprak taze adaçayı, içindeki vitaminler ve aroması sayesinde insana zindelik verir.

Beş adımda Kafkas usulü çay: ÖZET

Porselen bir demliğin içine, adam başı bir tatlı kaşığı, tozu elenmiş çay konur. Önceden kaynatılıp soğumaya bırakılmış su, yarısını biraz geçecek şekilde demliğe doldurulur. Kapağı kapatılan demlik, daha önce ateşe konulan ve fokur fokur kaynayan çaydanlığın üzerine oturtulur. Çaydanlığın üzerinde 15-20 dakika kalan porselen demlik, ateşten alınır ve üzerine bir havlu örtülüp beş-on dakika dinlenmeye bırakılır. Servis yapılırken bardağa önce sıcak su, onun üzerine de arzu edildiği kadardem ilave edilir.!

Kafkas Usulü Çay

Kafkas Usulü Çay

Read Full Post »

Türk Kahvesi

Türk Kahvesi

“Gönül ne kahve ister ne kahvehane, gönül sohbet ister kahve bahane.” diye adına beytler yazılmış kültürümüzde önemli bir yeri olan Türk Kahvesinden bahsedeceğim. Bilhassa yemeklerden sonra hazımsızlığı gidermek için tercih edilir. İçine el emeği, göz nuru dantel örtü serilmiş tepsi içinde, yanında bardakta su ile ikram edilir. Su önce içilirse “ağzımı temizliyeyim kahve tadı damağımda kalsın,” yok sonra içilirse “kahven güzel olmamış” demekmiş. 🙂 Birde, özellikle kız istemeye giden damat adayına, özel pişirilen tuzlu kahve vardır. İçip içmeyeceği kontrol edilir. İçerse, “Senin her nazına katlanırım”, içmezse “Sana tahammül edemem” gibi anlamlar taşıdığı söylenir. 🙂 Kahve deyince sadece Türk Kahvesi değil farklı kahvelerde akla geliyor. Özellikle son yıllarda açılan, çoğu ithal, modern kahvehaneler kahve kültürümüze farklı  alışkanlıklarınıda aşılamaya başladı. Gelelim tarifimize. İyi bir Türk Kahvesi yapmak için önce bakır cezveye ihtiyacımız var, birde ince porselen kahve fincanlarımıza… Maharet tek fincanla kahve pişirmek değil, bir tencere kadar büyük bir cezvede pişirmek, bunu unutmamak lazım. Bir de başlamadan hatırlatayım bu kahve makinelerinin kahvelerine de pek itibar olunmaz, bakır cezvenin halis kahvesi dururken.

Türk Kahvesi

Türk Kahvesi

İyi bir orta şekerli Türk Kahvesi nasıl yapılır?

Tarifimiz 1 fincanlık

Malzemeler:

  • 1 fincan soğuk su
  • 1 tatlı kaşığı Türk Kahvesi
  • 1 adet kesme şeker

Yapılışı:

Cezvemize suyumuzu koyuyoruz, İçine şeker ve kahvemizi ekliyoruz ve ocağımızın en küçük gözüne orta hararete, şeker ve kahve eriyene kadar karıştırıyoruz. Cezvemizin içinden kaşığımızı alıp pişirmeye bırakıyoruz. Üzerinde oluşan köpüklerimizi fincanımıza alarak pişiriyoruz. Pişen kahvemizi tek seferde fincanımıza döküyoruz. Fincana aldığımız köpükler üzerine çıkıyor. Bol köpüklü kahvemiz hazır. Artık kırk yıl hatırlanmayı garanti altına aldınız.Türk Kahvesi her yörede farklı ikram edilir. Bazı yörelerde üzerine ceviz serperek, bazı yörelerde ise şekersiz pişiririp yanında çikolata veya lokum ile yandan çarklı ikram edilir. Özellikle bitter çikolata kahvenin yanına çok yakışır.

Türk Kahvesi

Türk Kahvesi

Resimde gördüğümüz fincanlarımı iki yıl önce (2009) yaptığımız İç Anadolu turumuzda Amasyadan almıştım. Erbaa’ da iken 1 saat uzaklıkta olan Amasya’ya bir gezi yapıverdik. Şehri ikiye bölen Yeşilırmağı, yalı boyu evleri, kalesi, Bedesten çarşısı, Ferhat’ın Şirin için deldiği dağı, Burma Minareli Camisi ve o tarihi dokusu, mimarisiyle gönlüme taht kurmuş bir şehir Amasya. Tekrar takrar gezip görmek isteyeceğim bir şehir. Amasya sokaklarında gezerken Burma Minareli Cami yakınlarında bir sokağın içinde gördüğüm bakırcılar, ilk defa gördüğüm ve hayranlıkla seyrettiğim şehirde beni dahada heyecanlandırdı. Hatıra olsun diye bir adet bakır cezve ve iki adet fincan aldım. Bunlara zarf denirmiş ve eskiden kahve soğumasın diye bu şekilde servis edilirmiş. Bu zarflı fincanlardan daha çok almadığıma pişmanım. Acaba İstanbul’da yok mudur diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Mısır çarşısında aynı fincanlardan gördüm. Ama bu fincanlarım, elime her aldığımda, bana unutamadığım o güzel günü hatırlatıyor.

Amasya

Amasya

Amasya’dan çok sevdiğim bir manzara resmini paylaşmak istedim. O unutamadığımız günün anısına…

Bir arkadaşım Türk Kahvesi yazımı okuyunca Bosna Hersek’ ten aldığı kahve takımının benim için resmini çekmiş… Resim küçük boy olduğu için photostop ile düzeltemediğimizi belirtmek istiyorum. Yinede arkadaşıma söz verdiğim için yayınlıyorum… Kahve takımı için yazdığı metini aynen aşağıda… Resim için teşekkür ederim arkadaşım… 🙂

Mürüvvet’ciğim;

Bu kahve takımı ile Bosna Hersek gezisi esnasında tanıştım. Bosna’ da kime gidersen git, çay yerine bu veya buna benzer takımlarla mutlaka kahve ikram edilir. Bizdeki çay ocakları gibi onlarda da kahve ocakları var. Çaya rastlamak nerdeyse mümkün değil. Hatta çayı sevdiğimi Bosna’ da iken anlamıştım. :)Kahvenin yanında lokum ve dondurmayı da ihmal etmiyorlar. Denemeni tavsiye ederim…Sevgiler

Read Full Post »

Soğuk kış gecelerinde içinizi ısıtacak, sıcacık şahane lezzetler menünüze bir alternetif sunmak istiyorum. Geçen kış aylarından bu yana yapmadığım sıcak çikolata tarifim. Geçen gece aklıma geldi. Yapayım bu gece değişiklik olsun istedim.

Sıcak Çikolata

Sıcak Çikolata

2 Kişilik
Malzemeler:

  • 2 fincan süt
  • 4 tatlı kaşığı kakao
  • 5 adet kesme şeker (Damak tadınıza göre ayarlayabilirsiniz.)
  • 2 parça çikolata

Yapılışı:
Büyük bir cezvemizin içine, süt, kakao, şeker ve çikolatamızı koyuyoruz. Sürekli karıştırarak kahve gibi pişiriyoruz. Pişen sıcak çikolatamızı fincanlarımıza alıp sıcak olarak servis yapıyoruz.
Çikolata olarak neler kullanabilirsiniz?:
İsterseniz, sütlü madlen çikolata, veya sarelle kullanabilirsiniz. Ben tablet çikolatardan iki parça kırdım ve sütün içine attım. Elinizde çikolata yoksa kullanmayabilirsiniz.
Afiyet olsun

Read Full Post »